İlk yazım BBOM ve Renkli Orman hikayem:)
2013 yılında haberdar oldum
BBOM fikrinden. Başka bir okul mümkün diyorlardı. Kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi? Başka bir okul :) Çünkü ebeveynler olarak, eğitim sisteminin gidişatından memnun değildik ve başka bir yol olmalı, hepimizin kafasındaydı.
Peki neydi bu BBOM? Kısaca; çocuk haklarını savunan, çocukların kendilerini gerçekleştirmesini amaçlayan, demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı, kar amacı gütmeyen, doğal bir çevrede çocuğun, çocuk olduğu okulların kurulmasını amaçlayan bir dernek. Baktığımız zaman tüm ebeveynler çocukların okul yaşamını böyle hayal etmezler mi? İşte Rüya kızın anne ve babası olarak biz de bu hayallerin peşine düştük. İlk tanışmamız tanıtım toplantılarına katılarak oldu. İnanılmaz heyecan ve büyük umutlarla toplantıdan ayrıldım. Evet! Ortada sadece bir fikir vardı, henüz okul yoktu. Ama fikir bile beni benden aldı diyebilirim. :) Hemen eşimle konuştum ve ‘mutlaka tanıtım toplantısına katılmalısın’ dedim. Maalesef ilk başlarda çok destek olduğunu söyleyemem. Ortada daha okul yok, kendi okulumuzu nasıl kendimiz açacağız, hali hazırda böyle olan okullar muhakkak vardır gibi söylemlerle beni de bu fikirden vazgeçirmeye çalışıyordu. Çocuğunuz hakkında bir karar verirken, anne ve babanın ortak düşüncesi önemlidir değil mi? Sonuçta sadece benim evladım değil. Ayrıca ben eşimin desteği ve isteği olmadan ne kadar yol alabilirdim ki? Neyse biz ilk etapta eşimle bu birliği sağlayamadık :)
Bu arada ben sıkı bir
BBOM takipçisiydim ve tabiri caizse etrafımdaki insanları da bu fikirle zehirliyordum.:)Derken
BBOM ilk okulu olan, Mutlu Keçi’ yi 1 Kasım 2014 senesinde Bodrum’da açtı :) İşte eşimin istediği somut örnek gerçekleşmişti. Biz o senenin sonbaharında Bodrum’a bayram tatili için gittik. Mutlaka Mutlu Keçi’ yi görmemiz gerektiğini, bu fikir ile açılan bir okulu ziyaret eden eşimin, BBOM u kafasında daha iyi oturtacağını düşündüm. En nihayetinde öyle de oldu :) Mutlu Keçi doğanın içinde tam da beklentilerimizdeki gibiydi. Bayram tatili olması nedeniyle okul kapalıydı. Demir kapı arkasında hem mutlu hem üzgün okula bakarken, içeriden bir öğretmenin gelip bize hoş geldin diyerek okulu gezdirmesi bonus olmuştu. Çocukların bir günlerini nasıl geçirdiklerini ve okul birimlerini gezdik. Okuldan ayrılırken eşimin düşüncelerini daha olumlu gördüm:) yupppy :)
İzmir’e döner dönmez eşimle bir tanıtım toplantısına katıldık.
BBOM, kooperatif, kooperatifçilik, BBOM okulu nasıl olmalı? ile ilgili bilgiler öğrenmiştik bu toplantıda. İşin içine girdikten sonra ‘bir açılsın, devam edecek mi? görelim bakalım’ düşüncelerinden tamamen kurtulmuştu eşim. Ve o günden sonra, neler yapabilirizi konuşmak bir adım ötesiydi bu işin. Artık çorbada bizim de tuzumuz olacaktı. Geçen sene çocuğumuzun bir BBOM okuluna gitmesi için kooperatife üye olduk.
Peki BBOM İzmir, okulu açmak adına neler yapıyordu İzmir’de?
İki sene öncesine kadar benim gözlemlediğim, okullar geziliyor, okulların uyguladıkları eğitim yaklaşımları inceleniyor, başka ülkelerde alternatif okullar araştırılıyor, okulu nerede açmalıyız gibi somut çalışmalar yürütülüyordu. Tüm bu çalışmaların sonuna gelindi ve hayaller gerçek oldu:)Yağmur çamur demeden, kocaman bahçelerinde özgürce oynayacakları, kendi düzenledikleri oyun alanlarında vakit geçirecekleri ve hemen yanı başlarında bulunan ormana yürüyüşler geziler düzenleyecekleri, doğanın içinde doğal besinlerle beslenecekleri ve en önemlisi çocukların sadece kendileri oldukları bir okuldu bu hayal.
“Eğer hayal edebilirsen, yapabilirsin.” (Walt Disney)
“Yaratmanın başlangıcıdır düş gücü. Dilediğinizi düşler, düşlediğinizi amaçlar, amaçladığınızı yaratırsınız sonunda.” (Bernard Shaw)
Okulumuz Yakaköy’ de çocukların kendilerinin koydukları, ‘Renkli Orman’ adıyla açılıyor. :)